Alevi Diasporası ve resmi din olarak Alevilikte çoklu kimlik
DOI:
https://doi.org/10.33182/gd.v4i2.595Abstract
Mevcut çalışma, Anadolu Alevilerinin önemli ölçüde dışarıdan gelen tanımlamalara maruz kalmalarına ve Türkiye siyaset konjonktüründe daima “Şeriat tehlikesini” dengeleme amaçlı araçsallaştırılmalarını ele alıyor. Aleviliğin Türkiye toplumunda büyük toplum kesimlerince egemen olan ve devlet erkanında kurumsal olarak işlerliğini sürdüren Sünni-Ortodoks İslam ile kıyaslanma üzerinden tanımlanması durumu, Avrupa Diasporası’nda ve Aleviliğin Avrupa devletleri tarafından tanınma süreçlerinde etkinliğini sürdürmektedir. Özellikle Avusturya örneğinde 2008/2009 yıllarından itibaren Alevi kurumlarınca başlayan Aleviliğin resmi din olarak tanınma (Almanca: Anerkennung als Religionsgesellschaft) çabaları, devlet çıkarları doğrultusunda (1912 İslam yasasını reform etme amaçlı) yeniden araçsallaştırılabileceğine tanık olundu. Bu çalışma, Avusturya’da Alevi kurumlarının tanınma süreçlerinde izledikleri yolu ve sonuç iti-bariyle Avusturya-Alevi toplumunun kurumsal olarak iki kanada bölünme sürecinin nedenlerini incelemektedir. Konunun içeriğini güncel siyasi ve hukuki süreci belgeleyen kaynaklar ile kritik söylem çözümlemesi yöntemiyle devletin kimlik belirleme hususu, hakimiyet ve egemenlik çerçevesinde iç ve dış etkenlerin karşılıklı ilişkilendirmeleriyle, kimliklerin kategorize edilerek oluşumu konusunu ‘kesişimsellik’ (İngilizce: Intersectional approach) teorik altyapısıyla destekleyeceğim.
ABSTRACT IN ENGLISH
Alevi diaspora and multiple identities in Alevism as an ‘officially recognised religion’
This paper focuses on the Anatolian Alevis, whose identity is often defined externally by others and they face political manipulation as a leverage group against fundamentalist Islamic tendencies. The way in which Alevism is commonly defined in contrast to Sunni-Orthodox Islam, an institutional and hegemonic faith in Turkey continues with Alevi Diaspora in Europe[1]too. In particular, in the case of Austria (German: Anerkennung als Religionsgesellschaft), where the recognition of Alevism as a religion dates back to 2008/2009 and it shows how the state manipulates the Alevi population’s goals for her own purposes (Amendment of the 1912 Islam Law). This study focuses on the way in which Alevi faith group is divided into two at the end of this process of regcognition in Austria. These groups are the Islam Alevis and the (Syncretic) Alevis. This paper analyses the roles of the Austrian Alevi associations and the Austrian state in this process of division and official recognition. The analyses are based on content analysis of documents on current political and judicial decisions and benefits from critical discourse analysis approach. The intersectional theoretical approach is tested when the dominance and hegemony aspects, mutual influences of internal and external factors as well as identity buildings through categorization are analysed.