Bir Kıyamet Provası: Göçe Sürgün Hayatlar
DOI:
https://doi.org/10.33182/gd.v3i2.577Abstract
Ayrılığın sürgün kokulusu olan göç, bir yıkım, bir yangındır. Bu yıkım ve yangının insana söylettikleri ise göçün hikâyesidir. 1 Kasım 1914, bir oldubitti ile savaşa katılan Osmanlı topraklarına Rusların girdiği tarihtir. Karadeniz’de ilerleyişlerini sürdürürken 8 Martta Rize’ye çıkan Rus askerleri, 30 Martta Sürmene’yi işgal etmişti. Bu tarihler itibariyle Karadeniz halkının batıya amansız göçü başlar. “Dönmek” hayali ile “gitmek”, yerini yurdunu terk etmek, hayatlarının en uzun iki yılını geçirmek zorunda kalan Trabzon halkı, “yol” boyunca “açlık” ve “salgın hastalıklarla” “mücadele” etti, birçoğu yollarda öldü. Onlardan geriye anılar kaldı, yanık türküler ve destanlar.
Bu çalışmada savaş ve işgal merkezinde insanın hikâyesi anlatılmaktadır. Kaynak, Trabzon halkının “sürgün” duygusuyla “kıyamet” tasvirine dayandırdığı muhacirliği anlatan sözlü edebiyat ürünleridir. Bu dönemde üretilen, kısmen musikinin eşlik ettiği türkü, destan ve anlatılar değerlendirilecek, böylece insan algısında “göç”ün konumlandırılışı ortaya konulmaya çalışılacaktır.