Şiirin Tanıklık Gücü: 1989 Zorunlu Göçünün Bulgaristan Türk Şiire Yansıması
DOI:
https://doi.org/10.33182/gd.v2i1.535Abstract
Bu makalede, Bulgaristan Türklerinin 1989’da yaşadığı zorunlu göçün, bu sancılı sürece maruz kalan Bulgaristan Türk şairlerinin eserlerinde ne şekilde ele alındığı incelenmiştir. Makalenin amacı, 1989 zorunlu göçünün şiirin diliyle yazılan kapsamlı bir tarihçesini oluşturarak, edebiyatın tanıklık gücünü sergilemektir. Çalışmada, şiirin “tanıklık gücü” terimi ile göç konulu şiirlerin okurun dikkatini sürekli şiir metninden gerçek olayın kendisine (zorunlu göçe) doğru yönlendirerek, bu eserlerin tarih yazımını onaylama/sorgulama gücü ifade edilir. Çalışma, Bulgaristan hükümetinin 1989’da zorunlu göçle noktaladığı etnik eritme politikasının kısa bir tanıtımından sonra, bu sürecin farklı aşamalarını ele alan şiirlerle örneklendirir. 1989 zorunlu göçünü ele alan şiirler, iki alt başlık altında incelenmiştir: 1. Ayrılık şiirleri; 2. Kavuşma şiirleri. Ayrılık şiirleri, Bulgaristan Türklerinin doğup büyüdükleri ülkelerinden kovulmalarını yoğun bir hüzün duygusu ile anlatırken, totaliter rejimin akıl almaz politikalarını da lanetleyen eserlerdir. İkinci bölüm, Anavatan Türkiye’ye ulaşmanın coşku dolu mutluluğunu milliyetçi bir söylemle aktaran örneklerin irdelenmesi ile başlayıp, göçün doğurduğu özlem ve bölünmüşlük (ne Türkiyeli ne Bulgaristanlı olma durumu) gibi duygularla yüklü şiirlerin incelenmesi ile devam eder. Bu döneme ait bazı şiirlerin yansıttığı derin milliyetçilik ruhunu açıklamak için, çalışmaya göç öncesinde yaşanan baskıları anlatan şiirler de dahil edilmiştir.
ENGLISH ABSTRACT
The testimonial power of poetry: representation of the 1989 forced migration in the poetry of the Turks from Bulgaria
The article focuses on the representation of the 1989 Forced Migration (of the Turks from Bulgaria to Turkey) in the works of Turkish poets from Bulgaria who have themselves been victims of this tragic event. Providing a comprehensive poetic chronicle of the migration, the article aims to illustrate the testimonial function of poetry, namely its power to complement and/or challenge historiography by constantly pushing the reader’s attention from the poetic text to the original event (the forced migration) itsef. After a brief discussion of the 1989 Forced Migration as part of the assimilation policy of the Bulgarian Government, the article examines poems which reconstruct different stages of the process. The poems are divided into two main groups. The first group (departure poems) consists of works which illustrate the migrants’ painful separation from their birthplaces, relatives and neighbors. Infused with deep grief, they provide a mighty indictment of the policy of the totaliterian regime. The second group (arrival poems) starts with a discussion of poems which reveal the migrants’ joyful unification with the rescuing image of the Motherland (Turkey) and goes on with the analysis of works which report the subsequent stages in the migrant’s life which are marked by a sense of nostalgia and liminality. To explain the mood of strong nationalism which governs the majority of the poems, this section includes also works which report the repressions the migrants had been subjected to prior to their flight to Turkey.