Londra’daki Türkçe konuşan topluluğa ait çocukların ulusaşırı mekanlarda duygusal coğrafyaları
DOI:
https://doi.org/10.33182/gd.v3i1.557Özet
Son yıllarda çocuk çalışmalarındaki artışla beraber çocuk coğrafyalarına da ilgi artmıştır. Çocuk coğrafyaları, çocuk ve çocukluk kavramına bakışı çeşitlendiren disiplinlerarası bir yaklaşıma sahip olmasının yanında beşeri coğrafya içindeki farklı paradigmaların izini taşır. Bir diğer altı çizilmesi gereken husus ise, iletişim ve ulaşımdaki gelişmelere bağlı olarak ‘hareketlilik’in artması göç çalışmalarına da yansımıştır. Ulusaşırı toplumsal alanlar ya da ulusaşırı mekanlar gibi kavramlar vasıtasıyla bireysel ve toplumsal unsurların sınırları aştığına dair bir vurgu vardır ve özellikle göçmen çocukları bu yeni olgunun en başat unsurudur. Bu bağlamda, bu çalışmanın amacı ulusaşırı mekanlar ve Londra’daki Türk çocuklar arasındaki ilişkinin altını çizmektir. Bir diğer amaç ise, bir çok yer ile bağı olan bu çocukların o yerlere dair duygusal coğrafyalarını bizzat onların sesinden duyma çabasıdır.
ENGLISH ABSTRACT
Emotional geographies of Turkish children in transnational spaces in London
In recent years, the study of children geographies has attracted interest thanks to child studies. Children geographies have an interdisciplinary approach, which diversifies perspectives on the concepts of child and childhood. It also bears traces of different paradigms within the study of human geographies. Besides, the rise of mobility, owing to new developments in communication and transportation, has influenced migration studies. Transnational social fields and transnational spaces have come to refer to a phenomenon in which social and, to a great extent, individual elements transcends borders whose influence upon migration has diminished with time. Migrant children constitute the principal element of this phenomenon. In this context, the aim of this paper is to point out the relationship between the concept of transnational spaces and children of the Turkish speaking community in London. It also aims to come to know emotional geographies of children, allowing them to speak for themselves. In this sense, it is used the semi-structured interview and participant observastion to represent the emotional geographies of Turkish children who has diverse and mixed emotion about given places.